top of page

Büyük Patlama

HAKAN YALMAN




Varlığın başlangıcı ile ilgili ilk an hakkında çoğunluğun kabul ettiği büyük patlama teorisi bugünkü varlık algımızın altyapısını teşkil eden temel bilgilerden biri. Doğruluğu ve yanlışlığı konusundaki tartışmalar bir tarafa bırakılırsa, insanlığın ortak aklını bu noktaya götüren temel ve önemli bazı gözlemler olmalı.

Büyük, çünkü saniyede yaklaşık üçyüz bin kilometre hızla yol alan ışığın onbeş milyar yıllık yolculuğunda ulaştığı kürenin büyüklüğünde bir varlığı bir noktadan ortaya çıkarken gözlemliyor olduğumuz anı ifade ediyor.




Patlama, çünkü varlık dediğimiz tabloda titreşimler, hareketler ve farklı farklı sesler var. Titreşen atomların, çekirdek etrafında dönen elektronun, farklı kimyasal tepkimeler içerisine giren moleküllerin insan bedeninde devam eden biyolojik ve biyokimyasal hareketlilikleri, virüslerden fillere sayısız canlı türlerinin bedenlerinde faaliyetleri, okyanuslar, ormanlar ve atmosfer içerisinde pek çok faaliyeti olduğu gibi, uzaydaki yıldız, gezegen ve galaksilerin kulaklarımızla algılamadığımız titreşimleri var. Diğer taraftan kulağımızın algıladığı pek çok ses varlığın arka plandaki titreşimini bize çok daha yakından hissettiriyor. Doğumhane kapısında işitilen bebek ağlamaları, kuşların ötüşleri, rüzgâr uğultuları, yağmur şıpırtıları, şimşek çakmaları, gök gürlemeleri, okyanustaki balıkların ve ormanlardaki canlıların çıkardığı farklı sesler, hepsi enerjisini bu ilk andan alıyor. Yine insanın sosyal hayatı içerisinde duyduğu pek çok ses, konuşma, şehrin gürültüsü, korna sesi, sanayi ve teknolojinin dönen çarklarının gürültüleri, icra edilen besteler, korolar ve orkestraların tamamı yine aynı enerji noktasından besleniyor. Kısacası dünyanın küçük bir pencere araladığı varlık âlemindeki sayısız titreşimlerin tamamı bu tanımlanmış ilk an içinde ortaya çıkmış olarak kabul ediliyor.


Bugünkü fizik bilimi de bu gerçekliğe sicim teorisi ve sicimlerin titreşimi yaklaşımıyla ışık tutmaya çalışıyor. Bunlar bize varlığın, yani kâinatın muhteşem bir beste olduğunu ve bunun icrası şeklinde algıladığımız dışavurumların devasa bir kâinat orkestrası görünümü taşıdığını hissettiriyor. Şu ana kadar tanımlanmış ve henüz tanımlanmamış olan herşeyin duyabildiğimiz kadarıyla bu bestenin içinde yer aldığını düşündüğümüzde, kâinatın atomlardan galaksilere muazzam bir zenginlik barındıran tınılar topluluğu olduğu anlaşılıyor.


Bu durum bize bir gün algılarımız ve hayallerimizin tamamını kuşatabileceği bir noktaya yükselirsek, kâinatın muhteşem bir kâf-nun bestesi şeklinde dinlenebileceğini hissettiriyor. Böyle muhteşem bir bestenin, bu kadar zengin ses ve ifade topluluğunun ilk ortaya çıkış anı elbette büyük bir enerji ve heyecanla olacaktır. Bundan olsa gerek, insanlığın ortak aklı ve ortak hissi bu anı patlama olarak ifade etmiştir.



ÖZETLER


Titreşen atomlar, çekirdek etrafında dönen elektron, farklı kimyasal tepkimeler içerisine giren moleküller, uzaydaki yıldız, gezegen ve galaksilerin kulaklarımızla algılamadığımız titreşimleri... Bebek ağlamaları, kuşların ötüşleri, rüzgâr uğultuları, yağmur şıpırtıları, şimşek çakmaları, gök gürlemeleri... Bütün sesler, enerjisini ilk andan alıyor.


Bugünkü fizik bilimi bu gerçekliğe sicim teorisi ve sicimlerin titreşimi yaklaşımıyla ışık tutmaya çalışıyor. Bunlar bize varlığın muhteşem bir beste olduğunu ve kâinatın bu besteyi icra eden devasa bir orkestrası görünümü taşıdığını hissettiriyor.


Kâinat muhteşem bir kâf-nun bestesi niteliğinde. Böyle muhteşem bir bestenin, bu kadar zengin ses ve ifade topluluğunun ilk ortaya çıkış anı elbette büyük bir enerji ve heyecanla olacaktır. Bundan olsa gerek, insanlığın ortak aklı bu anı ‘büyük patlama’ diye ifade etmiştir.


bottom of page